#sonsuz nimetlerine
Explore tagged Tumblr posts
birhazanmevsimii · 3 months ago
Text
“Geçmişte , şükrünü eda edemediğin nimetlerin şükrünü kaza etmek gerekir.” Allah'ım, beni yarattığın günden yaşatacağın güne kadar farkında olduğum olmadığım,Senin bildiğin benim bilmediğim her bir nimet için sonsuz hamdler Sana olsun.
13 notes · View notes
nev-i · 2 days ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Bir anda olmadı herşey.. Biz seni bir anda kaybetmedik.. Öyle çok sevdik ki seni gidişin bir anda olmadı.. Belki de bu yüzden bekletildi..Rabbim bi zaman içerisinde bir çok acıyla bizi yüzleştirerek senin gidişine alıştırdı bizi.. Kalbimizi, aklımızı.. Ta ki senin acılarının son bulması için hem dil ile hem kalp ile cennetin sana gülümsemesini bizden de duyana dek.. İnsan sevdiğinden hiç vazgeçer mi.. Biz senden hiç vazgeçmedik.. Çok uğraştık, çok mücadele ettik ama öyle bi zaman geldi ki elimiz kolumuz bağlandı.. Kul olarak insan iradesiyle yapabilecek hiçbir şeyimiz kalmadı.. Bu yıl hüznün yılı oldu.. Çok uzun süredir acı çeken bi bedende tüm güzellikler son buldu.. Herkesin seninle konuşma dili sana hitabı farklıydı. "Adamım.." benim sana en çok kullandığım hitaptı.. Çünkü sen çok güçlü bi adamdın.. Ve o kadar çok acıya dayandın ki ve dayanılmaz olan her acında yine de bizlere öyle gülmeye çalıştın ki sen benim bu dünyada görüp görebileceğim en güçlü adam'dın.Adamım'dın..Herkesin seninle anıları hikayeleri farklıydı.. Bu aile seni çok sevdi.. Ve senin mutlu olacağına inandığımız tüm hayallerini gerçekleştirmeye çalıştık. Kimilerine gücümüz yetti kimilerine yetemedi. Vakit bitti, nefes bitti.. Duam oydu ki tüm mutlu anılarımda sen hep yanımda ol.. Bunun için çok uğraştım sana yetişmek için sana güzel olan her anımı göstermek için çok uğraştım.. Ama zaman benim elimde değildi. Ve ona hükmedecek güce de insan iradesiyle sahip değildik.. Zamanın asıl Sahibi bu şekilde nasip etti herşeyi. O'na sonsuz şükürler olsun ki senin ailen olarak bizi seçti..Senin gibi bi meleğe aile olarak anne baba abla kardeş olarak bizleri seçti.. Rabbim şefaatine de layık görsün bizleri..Seni çok seviyorum..Seni çok seviyoruz..Ve inanıyorum ki tüm yaraların şifa buldu.. Sen artık çok mutlusun... Duamız ve gönlümüzden geçen odur ki sen Peygamber Efendimize komşusun. Bu bir veda değil..Dilerim ki seninle yeniden buluşacağız. O vakte kadar rüyalarımıza seni hep bekleyeceğiz..Bu dünyada son zamanlarında bir çay kaşığı dahi içemediğin o suyu Kevser havuzundan kana kana iç.. Bu dünyada tadına varamadığın tüm nimetlerin çok daha güzellerini cennet bahçelerinde tat.Seni çok seviyorum Adamım.🖤
Tumblr media Tumblr media
08.01.2025 🖤🥀 16:20 🖤🥀
15 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 8 months ago
Text
Tumblr media
Ölüm anında merhamet sahibi,
Kabir sualinde esirgeyici,
Hesap vaktinde kerem sahibi,
Mizan başında lütuf sahibi,
Sırat üstünde kadir olan,
Allah'ım
Zorluklarımızı kolaylaştır,
İbadetlerimizi artır,
İman ve hayyadan bizi ayırma,
Ve bu gündeki bütün kötülüklerden bizleri koru.
Ey Alemlerin Rabbi
Ey sevgiyi sevgiyle yaratan,
Ey seven,sevdiren ve sevindiren
Ey rahmetin sonsuz kaynağı,
Ey merhanetlilerin en merhametlisi,
Ey gönüllerin mutlak hakimi Elimi sana açtım, gönlümü Sana sundum,Beni kovmaz diye kapına geldim,
Bütün ümmeti Muhammedi bağışla ya Rabbi...
ALLAH'ım!..
Bizdeki hâller sebebiyle,
Sendeki hayırlardan bizi mahrûm etme..
Nefes aldığım sürece adını zikretmeyi, günahımı görüp te tövbe etmeyi,
duaya sarılıp da sana dönmeyi nasip eyle bana Allah'ım..
Allah'ım..!
Bizleri Nimetlerine Şükreden ,
Takdirine Rıza Gösteren ,
Bela ve Musibetlere Sabreden ,
Korktuklarından Emin ,
Umduklarına Nâil Olan
Bahtiyar Kullarından Eyle ..
Tuba Ağacının Gölgesinde,
Kevser Havuzunun Başında,
Efendimiz Hz. Muhammed
Sallâllahu âleyhi vesellem ile,
Sohbet etmeyi, Elinden
Havzı Kevserinden İçmeyi,
Cümlemize Nasip Eyle ALLAH'ım
AMİN
HAYIRLI SABAHLAR
Tumblr media
6 notes · View notes
musfika-hanim · 2 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media
bu benim canım kız kardeşim nasıl becerikli bişi böyle gerçekten. şaheser, sanat eseri şuraya bakar mısınız?
Allah'ım, nimetlerine sonsuz hamdu senalar olsun
*instagramda paylaştı gönder bende paylaşıcam dedim :)
32 notes · View notes
doriangray1789 · 7 months ago
Text
“Talihin belirsiz nimetlerine duyulan aşırı arzunun cazibesine kapılmış insanlar, deliliğin ve fanatizmin yüzbaşına düşüp kendilerini hükümdarın mutlak iktidarına bırakır…Asıl sorun yönetim biçimi değil, özgürleşme biçimidir…
….Dünya kendi mutlaklığını, ancak kendini kendi verilmişliğinde tanıyarak yüceltir. O tikelliği içinde mutlaktır. Özgürleşme süreci içinde ras­yoneldir. Sonlu ve sonsuz, özgürleşmeye doğru olan gerilimi üretir­ler. Dünyadan ancak mutlaklığı içinde bahsedebiliriz, bu mutlaklık ancak gerçek olanda yaşar. “
Antonio Negri - Yaban Kuraşdışılık
6 notes · View notes
smaumutelcisi · 4 days ago
Text
Güzel bir duaya ve tevbeye sebep olma duasıyla;
Eûzü billâhi mine’ş-şeytânirracîm. Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm.
Allahım; yaratılmışların en güzeli iki cihan güneşi Hz. Muhammed’e aleyhissalâtu vesselâm, ehline, ashâbına, nesline, soy ve zürriyetine ve bütün geçmiş peygamberlere ebediyyen ve daima salât ve selâm eyle. Peygamberimizin aleyhissalâtu vesselâm dilediklerini diliyor, sığındıklarından da Sana sığınıyorum.
Lâ ilâhe illa ente Yâ Allah, Yâ Rahmân, Yâ Rahîm, Yâ Alîm, Yâ Halîm, Yâ Azîm, Yâ Hakîm, Yâ Kadîm, Yâ Mukîm, Yâ Kerîm, Yâ Raûf, Yâ Ferd, Yâ Hayy, Yâ Kayyûm, Yâ Hakem, Yâ Adl, Yâ Kuddûs, Yâ Subbuh, Yâ Sübhân, Yâ Tevvâb, Yâ Vehhâb, Yâ Şâfî, Yâ Şekûr, Yâ Gâfir, Yâ Gaffâr, Yâ Gafûr, Yâ Gufrân, Yâ Mucîb, Yâ Müceb, Yâ Hannân, Yâ Mennân, Yâ Emân, Yâ Deyyân, Yâ Ze’l-celâli ve’l-ikram, Yâ Bedi’as-semavâti vel-erâdîn, Yâ Settâr, Birahmetike Yâ Erhame’r-Râhimîn;
Allahım! İsm-i A'zamın hakkına, Kuran-ı Muciz'ül-Beyanın hürmetine, Rasul-i Ekrem'in aleyhissalâtu vesselâm şerefine...
Yarattığın uçsuz bucaksız kâinatın ve içindekilerin yaptıkları zikirler, tesbihatlar, şükürler, yaratılışlarındaki sırlar, hikmetler ve güzelliklerin, arşın etrafında durmadan dönüp zikreden melekler hürmetine...
Arşın, kürsîn, azametin, kudretin, ehadiyetin, samediyetin, vahdaniyetin, ulûhiyetin, rubûbiyetin, hakîmiyetin, ferdiyetin, şanına...
Mağfiretin, merhametin, rahmetin, şefkatin, izzetin ve keremin namına...
İsm-i A'zamın, kusur ve noksanlıktan mukaddes esmaların adına...
Levh-i mahfuzun, Kur’an-ı Mu’ciz'ül-Beyanın, indirdiğin semâvi fermanların, mahkeme-i kübranın ve cehennemin hakkına...
Rasul-i Ekrem'in aleyhissalâtu vesselâm, gönderdiğin peygamberlerin, Kâbe-i Muazzama'nın, ihsan ettiğin ve vadettiğin tüm nimetlerin, cennetin ve cemâlullahın aşkına....
Bende affetmediğin hiçbir günah, gidermediğin hiçbir keder ve rızana uygun olup da vermediğin hiçbir ihtiyaç bırakma ve bizleri hakikî Îmân sahibi olmadan ve günahlarımızdan arınmadan bu dünyadan alma... (âmin)
Allahım; Benim, annemin, babamın, eşimin, çocuklarımın, kardeşlerimin, soyumuzdan ve zürriyetimizden tüm ölmüş ve sağların, Hz. Âdem'den aleyhisselâm kıyamete kadar geçmiş, gelmiş ve gelecek tüm inananların, üzerlerimizde kul hakkı bulunanların, bilerek veya bilmeden zulmedip haklarına girdiğimiz ve günahlarına ortak olduğumuz canların, cinlerin, insanların, cümlemizin ve cümle Ümmet-i Muhammed'in aleyhissalâtu vesselâm;
Dünyada, kabirde, mahşerde ve cehennemde; her türlü lânet, belâ, musîbet, nedâmet, helâket, felâket, hasâret, esâret, burûdet, harâret, hastalık, maraz, mahkumiyet, meşakkat, mürüvvetsizlik, kısmetsizlik, illet, zillet, elem, keder, sıkıntı, açlık, susuzluk, körlük, sağırlık, akılsızlık, ağırlık, darlık, karanlık ve haps-i ebedi ve cehennem cezası çekmemize sebep olan; bilerek ve bilmeden işlediğimiz ve işleyeceğimiz tüm şirk, isyan, küfür ve günahlardan ve günahlarımızın dünya ve âhiretteki kötü akıbet ve sonuçlarından, yarattıklarının üzerimizdeki kul haklarından ve kullarına olan borçlarımızdan; bedenî, kalbî, rûhî, vehmî, maddî, mânevî, nefsanî, şehvanî, gadabî her türlü hastalık ve marazlarımızdan ve kötü huy ve alışkanlıklarımızdan, insî ve cinnî şeytanların ve hizmetçilerinin her türlü belâ, şer, fitne, musîbet, hile, tuzak, zulüm, esâretlerinden bizleri kurtarıver, kullarına olan borçlarımızı ve üzerimizdeki kul haklarını hak sahiplerine biz fakir kulların adına sonsuz hazinelerinden ödeyip bizleri kul haklarından arındırıver, bizleri koruyuver, gözetiver, tüm günahlarımızdan bizleri arındırıp selâmete çıkarıver, bizleri Kur’an ve Sünnetin ahlâkı ile ahlâklandırıp koruduğun, sevdiğin, razı olduğun muttaki ve muhlis kulların içerisine dahil eyleyiver... (âmin... âmin... âmin...)
Allahım; bizleri nefsimizin, hevâ ve heveslerimizin, insî ve cinnî şeytanların, âhir zamanın ve âhir zamanın lânetlenmiş kadın ve erkeklerinin, bid’aların, dalâletlerin, deccallerin, süfyanların, tağutların, kâfirlerin, zâlimlerin, müşriklerin, münâfıkların, fâsıkların, zındıkların, müfsitlerin, mülhidlerin, hasidlerin, fâsidlerin, yalancıların, nefsine, heveslerine, insî ve cinnî şeytanlara hizmet edenlerin, kibir ve benlik ile nefislerini putlaştıranların, zulmü ve zâlimliği meslek edinenlerin, Kur’an ve sünnetten yüz çevirip hükümler koyan ve hakkımızda hüküm verenlerin gizli-açık bildiğimiz bilmediğimiz tüm düşmanlık edenlerin; bugünümüzde ve yarınlarımızda bizleri bekleyen tuzak ve tehlikelerinden, aldatma ve hilelerinden, belâ ve musibetlerinden, fitne ve fesatlarından, tüm sinsi planlarından, şer ve şerirlerinden, zulüm ve esâretlerinden, sevk ve idârelerinden, vesvese ve şüphelerinden, korku ve endişelerinden, sağdan, soldan, önden, arkadan, yukarıdan, aşağıdan ve her yönden gelip aldatan insî ve cinnî şeytanların, şeytanlardan doğup ve üreyip çoğalanların, insanlaşan şeytanların ve şeytanlaşan insanların hasetlerinden, fesatlarından, fitnelerinden, belâlarından, şerlerinden, dinsizliklerinden, hilelerinden, Îmânsızlıklarından, iftiralarından, yalanlarından, tuzaklarından, zulüm ve esâretlerinden, sevk ve idârelerinden, vesvese ve şüphelerinden, korku ve endişelerinden, bizleri kurtarıver, koruyuver, gözetiver, ahlâkımızı güzelleştiriver, selâmete çıkarıver ve bizleri korunan, koruduğun, sevdiğin ve razı olduğun muttaki ve muhlis kulların içerisine dahil eyleyiver... (âmin... âmin... âmin...)
Allahım; bizleri şirkten, kibirden, isyandan, teslimiyetsizlikten, tevekkülsüzlükten, Kur’an ve Sünnetten yüz çevirmekten, aşırı şefkatten, haddi aşan merhametten, Senin rahmetinden ümit kesmekten, gazabından emin olmaktan, haramdan, kumardan, içkiden, uyuşturucudan, kıskançlıktan, yalandan, ribâdan, fâizden, rüşvetten, riyâdan, ucbtan, fahrdan, gururdan, gadaptan, öfkeden, katillikten, terk-i zekâttan, terk-i oruçtan, terk-i namaz ve ibâdetten, zinâdan, tacizden, tecavüzden, iftiradan, fitneden, fesattan, hasetten, faldan, büyüden, tembellikten, nankörlükten, cehâletten, cimrilikten, israftan, acelecilikten, âcizlikten, mükemmeliyetçilikten, öfkeden, gadaptan, sabırsızlıktan, şükürsüzlükten, müşkülpesentlikten, bencillikten, nankörlükten, sû-i zandan, koğuculuktan, gıybetten, gafletten, sılâ-i rahimi terkten, ana, baba, evlât, eş, kardeş, komşu, miras, ticaret hukukuna riayetsizlikten koruyuver, gözetiver ve ahlâkımızı güzelleştiriver... (âmin... âmin... âmin...)
Allahım; bizleri şirke, küfre ve isyana düşüren kin, öfke, nefret, sevgi, aşk ve muhabbetten, zulümlere, bid’alara, zâlimlere taraftar olmaktan, yarattıklarını ve fiillerini hor ve hakir görüp küçümseyip böbürlenip kınamaktan, nefisperestlik, şöhretperestlik, şehvetperestlik, suretperestlik, sanemperestlik, maddeperestlik, makamperestlik, dünyaperestlik, putperestlik, hayvanperestlikten, hak yolda yürürken korkaklık gösterip günah işlemekte cesaret göstermekten, iki dudak ve iki bacak aramızın fitnesinden, şerrinden, belâsından, fayda vermeyen ilimden ve cehenneme götüren dilimden, çaresizlikten ve ihtiyarlıktan, gafletin, helâketin, felâketin, dalâletin her şeklinden ve her türlü kötü huy, âdet, töre, gelenek ve hasletten, kötü ahlâktan, evham ve kötü düşüncelerden, hevâ ve heveslerimizi kendimize ilah yapmaktan bizleri kurtarıver, koruyuver, gözetiver ve ahlâkımızı güzelleştirip bizleri selâmete çıkarıver ve bizleri korunan, koruduğun, sevdiğin, razı olduğun muttaki ve muhlis kulların içerisine dahil eyleyiver... (âmin... âmin... âmin...)
Allahım; Senden gelecek ve inecek her hayra ve yardıma muhtacız...
Allahım; üzerimize Îmân, edep, hayâ, tevhid, teslimiyet, tevekkül, ilim, hilm, hikmet, basîret, firâset, mârifet, ihlâs, zühd, takva, sabır, sıdk, sebat, sadâkat, sağlık, sıhhat, âfiyet, şecaat, cesâret, metânet, merhamet, mağfiret, rahmet, bereket, şefkat, inâyet ve tam olan hidayetini yağdırıver. Bizleri yağdırdıklarınla ve senin sevgin ve korkun ile rızıklandırıver, akıllarımızı ilim, hikmet, marifetullah (Allah’ı tanımak) ile şuurlandırıver, gaflet perdelerimizi kaldırıver, kalplerimizi senin ve habibinin sevgisi ile nurlandırıver, bizleri Sensizlik cehenneminin narıyla değil, mârifetullah, muhabbetullah ile daim mukaddes cemâlinin aşkıyla yandırıver, yanan küllerimizi cihat meydanlarından cennet vadilerine savuruver, amellerimizi ihlâsın sırrı ile sırlandırıver, Îmânlarımızı takva zırhı ile zırhlandırıver, bizleri sâlih ameller ile süslendiriver ve bizlere edep ve hayâ elbiseleri giydiriver, hayatlarımızı emir ve yasaklarına itaat ile hayatlandırıver, bizleri her zillete düştüğümüzde şefkat, merhamet ve keremin ile düştüğümüz yerden kaldırıp ayaklandırıver, ayaklarımızı sırât-ı müstakîmde Senin dosdoğru yolunda sabitleyiver, bizleri tüm düşmanlarımıza her daim gâlip ve muzaffer eyleyip zaferlerle taçlandırıver... (âmin... âmin... âmin...)
Allahım; müslümanlara ve İslam'a her türlü tuzak kuranların tuzaklarını bozup tuzaklarını kendilerine çeviriver, gafillere hidâyet eyleyip tevbe edip pişman olanları affediver, zulmünde ve fitnesinde ısrarcı olanları dahi yollarımızdan temizleyiver ve hidâyetten nasipsizlerin İslam’a ve müslümanlara uzanan hâin ellerini tebbetühüm sırrı ile kurutup tüm zâlimleri kâtelehumullah sırrı ile her iki dünyada kahr-u perişan eyleyip cümlesini zillete mahkum eyleyiver, bizleri kurtarıver, koruyuver, gözetiver, arındırıver, affediver, selâmete çıkarıver ve bizleri korunan, koruduğun, sevdiğin, razı olduğun muttaki ve muhlis kulların içerisine dahil eyleyiver... (âmin... âmin... âmin...)
Allahım; âhir ömrümüzü İslama, Kur’an’a ve Sünnete hizmette hadim olarak yaşatıver, bizlere katından ilim ve hikmet veriver, hakkımızda hayırla hükmeyleyiver, bizlere kabul edeceğin sâlih ameller işlettiriver ve hayırlara vesile olacak hayırlı hizmetler yaptırıver, hayırlara vesile olacak medreseler açtırıver, hayırlara vesile olacak eserleri yaydırıver ve âcizane, fakîrane, kusurlu ve noksan sadaka ve zekâtlarımızı, hayrât ve hasenâtlarımızı, tevbe ve dualarımızı, tüm amel ve ibâdetlerimizi, huzuru dergahında fazlın, keremin ve ikramın ile kabul eyleyip cümlesini Hz. Âdem'den aleyhisselâm kıyamete kadar geçmiş, gelmiş ve gelecek tüm inananlar adına dahi kabul eyleyip; günahlarımızı, sevaplara; eksiklerimizi, tamlara; esâretlerimizi, özgürlüklere; kederlerimizi, sevinçlere; endişelerimizi, müjdelere; dünya ve âhiret mahkemelerimizi, beraatlara; savaşımızı, şehadetlere ve hakkımızdaki tüm şer, belâ ve fitneleri hayırlara tebdil eyleyip üzerimize uhuvvet, ittihat, muhabbet, merhamet yağdırıp tüm inananlar olarak kalplerimizi birbirlerine sevdirip uhuvvet-i İslam ile amaçlarımızı, hedeflerimizi ve fikirlerimizi senin yolunda birleştiriver ve bizleri “İnnemel mû’minûne ihvetun” kalesine alıver. Zulmün ve zâlimlerin üzerine tek yumruk yapıp indiriver. Tüm yanmakta olan dinsizlik ve Îmânsızlık ateşlerini söndürüver...(âmin... âmin... âmin...)
Allahım; Hz. Âdem'den aleyhisselâm kıyamete kadar geçmiş, gelmiş ve gelecek tüm inananları bağışlayıver ve Senin dinine hizmet ederek, İslam’a, hakka, sabra, tevbeye, duaya ve sırat-ı müstakîme sevk eden asker ve komutanlarını, Kur’an talebe ve hocalarını, hâfızları, mü’min ve mü’minat kardeşlerimizi, tüm hak tarikat ve tasavvuf ehlini ve talebelerini, Kur’an ve sırat-ı müstakîm yolcularını, ilim tahsil eden ve ders alan-veren kardeşlerimizin soy ve zürriyetlerini koruyuver, gözetiver ve ayaklarımızı senin dosdoğru yolunda sabitleyiver, tüm düşmanlarımıza karşı bizleri her daim galip ve muzaffer eyleyip zaferler ile taçlandırıver... (âmin... âmin... âmin...)
Allahım; tüm yaptığımız ve yapacağımız dua, tevbe, zikir, şükür ve ibadetlerimizi fazlınla, kereminle ve ikramınla Hz. Âdem'den aleyhisselâm kıyamete kadar geçmiş, gelmiş ve gelecek tüm inananlar, soyumuz ve zürriyetimizden tüm ölmüş ve sağlar, üzerimizde kul hakkı bulunanlar adına dahi kabul eyleyiver... (âmin... âmin... âmin...) Hâ mim... Tâ Hâ... Yâ Sîn..
Allahım; bizleri huzuruna senin razı olduğun, sevdiğin ve sana şükreden kulların olarak şehâdet ile kabul eyleyiver... Bizleri ölümümüzün ardından hayırla anılan sâlih ve cennetine vâris kıldığın kulların zümresine dahil eyleyiver... (âmin... âmin... âmin...) Hâ mim... Tâ Hâ... Yâ Sîn...
Allahım; Şüphesiz ki bizleri kurtaran, koruyan, gözeten, dualarımıza cevap veren, bizlere merhamet eden, tevbelerimizi kabul eden, affetmeyi seven ve affeden, ahlâkımızı güzelleştiren, rahmeti gazabını geçen, şifâ veren ve rızıklandıran sadece Sensin, Sen...
Allahım; tüm dua ve niyazlarımı huzuru dergahında kabul eyleyiver... Eksik dua ve niyazlarımı tam eyleyiver... Yanlış dualarımı doğrulara tebdil eyleyiver... (âmin... âmin... âmin...) Hâmim... Tâ Hâ... Yâ Sîn
Allahım; yaratılmışların en güzeli iki cihan güneşi Hz. Muhammed’e aleyhissalâtu vesselâm, ehline, ashâbına, nesline, soy ve zürriyetine ve bütün geçmiş peygamberlere ebediyyen ve daima salât ve selâm eyle. Peygamberimizin aleyhissalâtu vesselâm dilediklerini diliyor, sığındıklarından da Sana sığınıyorum.
1 note · View note
notdefterinden · 4 months ago
Text
Bir insan kafir gibi yaşarken, her türlü hile hurdayı hayatının merkezine alıp haramları su gibi içerken rahat yaşıyor da, ben Allaha inandığım onu tesbih ettiğim halde neden çeşitli ruhsal rahatsızlıklar yaşıyorum. İbadet bile edecek takati kendimde bulamıyorum neden?
Bu soru, insanın hem psikolojik hem de manevi boyutlarını ele alan oldukça derin ve önemli bir sorudur. Öncelikle, Allah’a inanan ve ibadet eden bir insanın neden zorluklar yaşadığını ve bir kafir gibi yaşayan, haramları ve kötülükleri hayatına yerleştiren birinin neden zahiren rahat göründüğünü anlamaya çalışmak, İslam'ın temel öğretisine dayanır.
### 1. **Dünya Bir İmtihan Yeridir**
İslam’a göre dünya hayatı, sadece rahatlık ve huzur bulma yeri değil, aynı zamanda **imtihan** yeridir. Allah, her kulunu farklı yollarla imtihan eder. Bazı insanlar servet ve güçle, bazıları ise zorluklar ve sıkıntılarla sınanır. Kur’an-ı Kerim’de bu konuda şöyle buyurulur:
> “Andolsun ki sizi biraz korku, açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile deneriz. Sabredenleri müjdele.” (Bakara, 2:155)
Bu ayette açıkça görüldüğü gibi, insanlar zorluklarla, dertlerle ve sıkıntılarla sınanabilir. Müminler için bu sıkıntılar, Allah’a daha da yakınlaşmak ve O’na daha fazla güvenmek için bir vesile olabilir. Bu sıkıntılarla karşılaştığında mümin, sabır gösterir ve Allah’ın rahmetini bekler.
### 2. **Kafirlerin Rahatlığı ve Dünya Hayatı**
İslam’a göre, **dünya hayatında görülen geçici başarılar, servet, rahatlık ve refah, Allah katında bir değer ölçüsü değildir.** Bazı insanlar dünya hayatında rahat ve zahiren başarılı görünse de bu, onların Allah katında değerli oldukları anlamına gelmez. Allah, bazı kişilere dünya nimetlerini verir, fakat bu, bir imtihanın parçasıdır. Kur’an-ı Kerim’de bu duruma şöyle değinilir:
> “Dünya hayatının geçici süsüne aldanıp onlarla sevinmesinler diye, onlardan bir kısmına verdiğimiz şeyler, sadece dünya hayatının geçici bir süsüdür.” (Tâ-Hâ, 20:131)
Bu ayet, dünya nimetlerine kavuşmuş kişilerin aslında geçici bir rahatlık içinde olduğunu ve bunun bir aldanış olabileceğini hatırlatır. Kafirler ya da kötülük yapanlar, bu dünyada rahat yaşasa bile, ahiret hayatında bu rahatlıklarının bedelini ödeyeceklerdir.
### 3. **Müminlerin Zorluklar Karşısında Sabır ve Tevekkülü**
Müminler, Allah’a iman ettikleri ve O’nun rızasını gözeten bir hayat yaşadıkları için zaman zaman sıkıntılarla karşılaşabilirler. Bu, Allah’ın onları arındırmak, maneviyatlarını güçlendirmek ve sabırlarını denemek için verdiği bir imtihan olabilir. Peygamber Efendimiz (sav) bu konuda şöyle buyurmuştur:
> "Bir Müslümanın başına gelen her türlü sıkıntı, hastalık, keder, üzüntü ve eziyet, hatta ayağına batan diken bile onun günahlarına kefaret olur.” (Buhari ve Müslim)
Bu hadis, müminlerin yaşadığı her türlü sıkıntının Allah katında karşılıksız kalmayacağını ve bunların müminin manevi anlamda temizlenmesine ve arınmasına vesile olacağını ifade eder. Zorluklar karşısında sabır göstermek, Allah katında büyük bir fazilettir ve mümin için sonsuz huzur ve ödül getirebilir.
### 4. **Ruhsal Rahatsızlıklar ve İbadet Gücünün Zayıflaması**
Bir mümin olarak yaşadığınız ruhsal rahatsızlıklar, psikolojik ve fizyolojik nedenlerden kaynaklanabilir. İslam, bu dünyada insanın hem ruhsal hem de bedensel sınavlardan geçeceğini söyler. Bazen fiziksel rahatsızlıklar, psikolojik stresler ve hayatın getirdiği zorluklar, ibadet yapma gücünü zayıflatabilir. Bu durumlarda:
- **Sabırlı olmak ve Allah’a tevekkül etmek**, ruhsal sıkıntıları hafifletmeye yardımcı olabilir.
- **Dua ve zikir**, ruhsal rahatsızlıklarla mücadelede önemli bir araçtır. Allah, dua eden ve O’ndan yardım dileyen kullarını huzurla doldurur. Kur'an-ı Kerim'de, Allah'ın zikriyle kalplerin huzura ereceği belirtilir:
> "Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur." (Ra'd Suresi, 28)
### 5. **Hikmet ve Sabırla Sınanmak**
Müminler, zorluklar karşısında sabır ve tevekkül gösterdiklerinde, Allah onları daha yüksek bir manevi mertebeye ulaştırabilir. Kimi zaman, ruhsal sıkıntılar bile Allah’ın bir hikmeti olabilir. Allah bir kulunu zorluklarla sınayarak, onu daha güçlü, daha bilinçli ve manevi anlamda daha olgun hale getirebilir. İbn-i Kayyim el-Cevziyye şöyle der:
> “Allah, kulunu sevdiğinde onu sıkıntılarla imtihan eder ki, o kul daha fazla dua etsin, Allah’a daha fazla yaklaşsın.”
### 6. **Kendi Nefsimiz ve Dünya İmtihanı**
Bazen ibadetlere güç bulamamak, nefsimizin zayıflığı ya da dünyanın cazibesine kapılmaktan kaynaklanabilir. İnsanın nefsi, onu sürekli dünya işlerine ve rahatlığa yönlendirebilir. Nefis, ibadet etmekten alıkoyarak insanı zayıflatır. Bunun için sürekli nefis terbiyesi ve mücadele gereklidir. Peygamber Efendimiz (sav) bu konuda şöyle buyurmuştur:
> "Gerçek mücahit, nefsi ile cihat edendir." (Tirmizî)
Bu dünyada yaşadığınız zorluklar karşısında Allah’tan yardım dilemek, O’na daha fazla yönelmek ve sabır göstermek, ruhsal rahatlamaya ve huzura ulaşmaya yardımcı olacaktır. İbadet etmekte zorluk çektiğinizde, kendinizi zorlamadan, küçük adımlarla yeniden ibadete dönmek, Allah’tan güç ve yardım dilemek iyi bir başlangıç olabilir.
### Sonuç:
İman eden bir insanın zorluklarla karşılaşması, Allah’ın bir imtihanıdır ve bu imtihanlar sabır ve tevekkülle karşılandığında kişiye manevi dereceler kazandırır. Dünyada haramlarla ve kötülüklerle yaşayan birinin zahiren rahat görünmesi, ahirette karşılaşacağı asıl sıkıntıların habercisi olabilir. Sabır, dua, zikir ve ibadet, ruhsal sıkıntılarla mücadelede en büyük yardımcıdır. Allah, mümin kullarını sevdiği için onlara zorluklar verir ve bu zorluklar onların hem günahlarına kefaret olur hem de onları arındırır.
0 notes
postmoderndervsh · 1 year ago
Text
Dünyamızın ve ülkemizin gündemi hızla değişiyor. On yılda olacak işler, şimdilerde bir yılda, bir ayda oluyor ve insan, bu hızlı değişime ayak uydurmakta zorlanıyor. Zaman öylesine hızlı geçiyor ki, bir hafta sonra yine aynı güne çabucak geldiğimize inanamıyoruz bir türlü…
Biz dünyayı, zamanın ve mekânın son derece dar bir aralığından seyrederiz. Sınırlarımız, bulunduğumuz an ve yaşamakta olduğumuz yerden ibarettir. Şu anda yaşadığımız şehir, bugün, bu dakika… İşte bizim dünyamız bu kadar dar bir alana hapsolmuştur. Ancak bu küçük ve dar dünya, bize geniş bir âlem olarak gözükür. Sanki bulunduğumuz mekândan başka bir yer yokmuş, bütün zaman bizim yaşadığımız andan ibaretmiş ve hiç bitmeyecekmiş sanırız. Onun için küçük olaylar gözümüzde büyür; pek yakın bir gelecek, gözümüze uzak görünür.
Birkaç yıllık bir ömür bize hiç son bulmayacakmış gibi görünürken, Kur’an Hz. Nuh’un (as), kavmi içinde geçirdiği 950 seneyi birkaç cümlede özetler. Oysa o ömür içine nice hadiseler, nice çileler sığmıştır.
Evet, insan hayatı ne kadar uzun da olsa kısadır ama ucuz değildir. Hiç değmeyecek, geçici şeyler uğruna harcanacak kadar ucuz, asla değildir. Allah bize kendisini bildirmiş ve iyi birer kul olmamızı istemiştir.
Hayatının merkezine Allah’ı koymayanlar, her zaman için küçük ve değersiz işlerin peşinde koşmaya mahkûmdurlar.
Gerçekte hayatımız Allah’a ve ahirete inanmakla anlam kazanabilir ancak. Sonsuzun yanında geçici olanın hiçbir anlam ve değeri yoktur.
“Allah dilediği kimse için rızkı bollaştırır da, daraltır da. Onlar ise dünya hayatıyla şımardılar. Lâkin âhiretin yanında dünya hayatı az bir nasiplenmeden ibarettir.” (Ra’d, 26)
Varlık amacını sorgulamayan; yaşıyor, görüyor, duyuyor, yiyip içiyor olmasını yeterli görerek bunların gerçek sebebini düşünmeyen bir insan, şu kısa dünya hayatında çok çeşitli sevdalara ve rüyalara dalarak yaratılış gayesinden uzaklaşmaktadır. Peşinen eline geçeni sevmekte, geçici nimetleri sonsuz ve sınırsız olana tercih etmektedir. Oysa Allah’ın bu dünyadaki güzellikleri bize göstermesi ve bunca nimeti istifademize sunması, ahiretteki nimetlerin ne kadar güzel olabileceğini anlamamız içindir. Yoksa bunlarla oyalanıp Allah’ı, ahireti unutalım diye değildir.
Herkesin yüzünü döndüğü bir yön vardır. Ama aslolan, Allah’a döndüğümüz yöndür. Dünya ve içindeki insan da gerçek istikametini böyle bulacaktır. Gerisi yalan, hem de koca bir yalan... Yalan dünyada şeytanın işi çok. Sonunda yanan ve aldanan, yine insan oluyor.
Ölümler, değişen mevsimler, dünyada her şey birer işaret taşıyor ibret almamız için.
Kim bilir, yolculuğumuzun son durağına yaklaşmışızdır da haberimiz yoktur. Ölmeden önce yapılması gerekenlerin kitaplarını yazanların en başa bu zikrettiklerimizi koymaları gerekir. Çünkü ömür, iki defa değil, bir defa yaşanır. “Bu hızlı gidiş nereye ve ne içindir?” diye sormayan, uyanışını ertelemektedir.
Öğrenme yeteneği, Allah’ın insana en büyük bir hediyesidir. Yaşananlardan ibret alıp almaması da artık ona kalmış bir şeydir.
Hayat iki nefes arasındadır. Aldığımızı varsaysak da, vereceğimizden emin olamayız.
Tatmadığımız kalmadı hayatta. Bir ölüm kaldı şimdi… Bakalım, dolu mu boş mu, hangi elle, hangi amelle göçüyoruz yarına… Son durak öncesi son ikaz; günlerimizi birbirine benzemekten kurtarmak mı istiyoruz? Öyleyse ölümün aynasında hayatımıza bakıp kendimize bir çeki düzen vermeliyiz ve yeniden doğmalıyız geç olmadan.
#Ahirzamandayaşamak #dünya
0 notes
nazenderr · 7 years ago
Photo
Tumblr media
Zenginlik, sabahları simit yiyebilmektir. Merdivendenleri yardımsız çıkabilmektir. Güzel günleri bekliyebilmektir. Kendine inanabilmektir. Zenginlik , varlığından mutluluk duyduğun her şeydir…
168 notes · View notes
ilkbaharrkokusu · 3 years ago
Text
🥲 2 5 Nisan 1987 - 2 5 Nisan 2022
Sevgili Rabbim
iyi ki senin kulunum, iyi ki beni dünyaya insan olarak ve müslüman olarak yarattın. Verdiğin, vermediğin tüm nimetlerin için sonsuz şükürler olsun. Şükrümün edasını cinsiyle yapabilmeyi nasip eyle... Ömür geçiyor... Gelmiş, geçmiş tüm hatalarımı affetmeni ve yeni yaşımda ve ömrümün sonuna dek rızan üzere yaşamayı, sevdiğin insanlar ile sevdiğin işlerle meşgul olmayı nasip eyle... Dünyanın ve Ahiretin tüm aldatmacasıdan beni, ailemi, tüm sevdiklerimi koru. En güzel, en yakın zamanda bana doğum günü hediyesi olarak Sevgili yavrularım (Emanetlerim), eşim ile Evine davet etmeni istiyorum. Tüm dualarımı, hayâllerimi, kendimi, yavrularımı, eşimi, sevdiklerimi sana emanet ediyorum...
💫💫💫
Bollukta şımarmayan,Yoklukta şaşırmayan, Zorlukta savrulmayan insanlardan olmak duasıyla...
İbrahim Tenekeci
#dogumgunum #yeniyas #dualarim #amin
4 notes · View notes
etaali · 3 years ago
Text
Ramazan Ayı 6. Günün Duası;
"Allah'ım! Sana karşı işlediğim günahtan ötürü bu günde beni yalnız bırakma; azap kırbacınla beni cezalandırma; bu günde gazabına vesile olacak şeylerden beni uzaklaştır; sonsuz lütfun ve nimetlerin hakkına, ey şevkli insanların en büyük arzusu!"
2 notes · View notes
bilinmezzlik · 4 years ago
Text
Birinci Söz
Bismillah her hayrın başıdır. Biz dahi ona başlarız. Bil ey nefsim! Şu mübarek kelime İslam nişanı olduğu gibi, bütün mevcudatın hâl diliyle sık sık tekrar edilen duasıdır.
Bismillah ne büyük tükenmez bir kuvvet, ne çok bitmez bir bereket olduğunu anlamak istersen, şu temsili hikayeciğe bak, dinle. Şöyle ki: Bedevi Arap çöllerinde seyahat eden adama gerektir ki, bir kabile reisinin ismini alsın ve korumasına girsin; ta ki haydutların şerrinden kurtulup, hadsiz düşman ve ihtiyaçlarına karşı perişan olacaktır.
İşte böyle bir seyahat için, iki adam sahra çölüne gidiyorlar. Onlardan birisi alçakgönüllüydü diğeri kibirli. Alçakgönüllü olan bir reisin ismini aldı, kibirli almadı. Alanı her yerde rahatlık ve esenlikle gezdi. Bir yol kesen rast gelse, der: "Ben filan reisin ismiyle gezerim" Haydut defolur, ilişemez. Bir çadıra girse, o nam ile hürmet görür. Öteki kibirli, bütün seyahatinde öyle belalar çeker ki, tarif edilmez. Daima titrer, daima dilencilik ederdi. Hem aşağılanır, hem de rezil olurdu.
İşte ey mağrur nefsim, sen o gezginsin. Şu dünya ise o sahra çölüdür. Acizliğin ve yoksulluğun hadsizdir. Düşmanın ve ihtiyaçların sonsuzdur. Madem öyledir, şu çölün ebedi sahibi olan Allah'ın(Malik-i Ebedi) ve varlığının başlangıcı olmayıp ezelden beri var olan ve her şeye hükmeden Allah'ın(Hakim-i Ezeli) ismini al ki bütün kainatın dilenciliğinden ve her olayın karşısında titremeden kurtulasın.
Evet, bu kelime öyle mübarek bir definedir ki, senin sonsuz acizliğin ve yoksulluğun, seni sonsuz kudrete, rahmete bağlayıp, sonsuz merhamet sahibi olup her şeye gücü yeten Allah'ın ( Kadir-i rahim) kapısında acizliği ve yoksulluğu en hoş karşılanan bir şefaatçi yapar. Evet bu kelime ile hareket eden, o adama benzer ki: Askere kaydolur. Devlet namına hareket eder. Hiç bir kimseye korku ve çekinmesi olmaz. Kanun namına, devlet namına der. Her işi yapar, her şeye karşı dayanır. Başta demiştik: Bütün yaratılmış olan her şey hâl diliyle Bismillah der. Öyle mi?
Evet. Nasıl ki görsen bir tek adam geldi, bütün şehir ahalisini zorla bir yere sürgün etti ve zorla işlerde çalıştırdı. Kesinlikle bilirsin, o adam kendi namıyla kendi kuvvetiyle hareket etmiyor. Belki o bir askerdir, devlet namına hareket eder, bir padişah kuvvetine dayanır. Öyle de, her şey Cenab-ı Hakkın namına hareket eder ki, zerrecikler gibi tohumlar, çekirdekler, başlarında koca ağaçları taşıyor, dağ gibi yükleri kaldırıyorlar. Demek her ağaç "Bismillah" der; rahmet hazinesinin meyvelerinden ellerini dolduruyor, bizlere yiyecekleri sunuyor.
Her bir bahçe "Bismillah" der kudret mutfağından bir kazan olur ki, çeşit çeşit lezzetli yiyecekler içinde beraber pişiriliyor. Her bir inek, deve, koyun, keçi gibi mübarek hayvanlar "Bismillah" der, rahmet feyzinden bir süt çeşmesi olur. Bizlere bütün yaratılmışların rızkını veren Allah ( Rezzak) namına en hoş, en temiz hayat suyu gibi bir gıdayı takdim ediyorlar. Her bir bitki ve ağaç ve otların ipek gibi yumuşak kök damarları "Bismillah" der, sert olan taş ve toprağı deler, geçer. "Allah namına, Rahman namına" der; her şey ona boyun eğdirilir.
Evet, havada dalların yayılması ve meyve vermesi gibi, o sert taş ve topraktaki köklerin mükemmel bir kolaylıkla yayılması ve yer altında yemiş vermesi; hem sıcaklığın şiddetine karşı aylarca nazik, yeşil yaprakların yaş kalması, tabiatı Rab belleyenlerin ağzına şiddetle tokat vuruyor. Kör olası gözüne parmağını sokuyor ve diyor ki : "En güvendiğin sertlik ve sıcaklık dahi emir tahtında hareket ediyorlar ki, o ipek gibi yumuşak damarlar, birer Musa'nın asâ'sı gibi "Asâ'nı taşa vur!" dedik. (Bakara Suresi 60.) emrine uyarak taşları parçalar. Ve o sigara kağıdı gibi ince nazenin yapraklar, birer Hz, İbrahim'in vücudu gibi ateş saçan sıcaklara karşı "Ey ateş! Serin ve selâmetli ol.(Enbiya Suresi 69.) okuyorlar.
Madem her şey manen "Bismillah" der, Allah namına Allah'ın nimetlerini getirip bizlere veriyorlar. Biz dahi "Bismillah" demeliyiz. Allah namına vermeliyiz. Allah namına almalıyız. Öyle ise Allah namına vermeyen gafil insanlardan almamalıyız.
Soru : Yiyecekleri bizlere takdim eden insanlara bir fiyat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah ne fiyat istiyor ?
Cevap : Evet, o nimetlerin gerçek sahibi olan Allah, bizden o kıymettar nimetlere, mallara bedel istediği fiyat ise üç şeydir. Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir.
Başta "Bismillah" zikirdir. Son da "Elhamdülillah" şükürdür. Ortada ise bu kıymettar sanat harikası olan nimetler tek olan (Ehad), yerde ve gökte her şeyin ona muhtaç olup onun hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah'ın (Samed) kudretinin mucizesini ve rahmetinin hediyesini düşünmek, anlayıp kavramak fikirdir.
Bir padişahın kıymettar bir hediyesini sana getiren aciz bir insanın ayağını öpüp, hediye sahibini tanımamak ne derece düşüncesizlik ise; öyle de görünürde ki nimetleri övüp, sevip, nimetlerin gerçek sahibi olan Allah'ı ( Mün'imi-i Hakiki) unutmak ondan bin derece daha düşüncesizliktir.
Ey nefis ! Böyle ahmak olmamak istersen; Allah namına ver, Allah namına al, Allah namına başla, Allah namına işle, vesselâm.
26 notes · View notes
cahiliyedoktoru · 3 years ago
Text
Halis Aydemir’in bir tefsir sohbetini dinliyordum. Hz. Peygamber’in Hayber Sefer’inde en çok şu duayı ettiğini anlatıyordu: “Allahumme euzu bike min’el hemmi ve’l hazen…” (Allahım kaygı ve hüzünden sana sığınırım.)
Bu duayı naklettikten sonra şu çarpıcı tespiti yapıyordu Hoca: “Kaygı geleceğe, hüzün geçmişe bakar!” Sonra Hz. Âdem’in şeytan tarafından aldatılışında kaygıyı kullandığını ifade ediyordu. Gelecek kaygısı!
Şeceretu’l Huld…sonsuzluk ağacı… O ağacın meyvesinden yediğinde nimetlerin sonsuz olacağını söyleyerek kandırmıştı Hz. Âdem’i şeytan. İnsan hala bu aldanışın içerisindedir. Ân’ı yaşamak sanırım tam olarak bu olsa gerek. Ne geçmişe takılıp hüzün duymak, ne de geleceğe kapılıp kaygılanmak. Belki zamanın dahi yaratılmadığı bir varlık düzeyinde Hz. Âdem’in sonsuz yaşam düşüncesi ile gelecek kaygısına düşmüş olması bize çok derin bir mesaj sunmuyor mu?
Tevbe Suresi 55. ayete geçiş yapıverdi Hoca birden. “(Ey Muhammed!) Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Çünkü Allah bunlarla, ancak dünya hayatında onların azaplarını çoğaltmayı ve onların kâfir olarak canlarının çıkmasını istiyor.”
Dünya nimeti neden, dünyada azap olsun ki? Çünkü kaybetme kaygısı bir yana, nimetin kendisi geçici olduğu için bir müddet sonra insan o nimetin zevkine eremez hale geliyor. Heveslerimizi kaybediyoruz. Heveslerimizde, kendimizi de kaybediyoruz…Dünya içimizde kendisini tüketiyor. Dün zevk aldığımız bir şeyden ertesi gün zevk alamıyoruz. Neden?
Ân’ı yaşamak ne kadar önemli imiş meğer! Hz. Âdem üzerinden böyle bir mesaj aldım ben bu defa. Kıssalar tükenmez birer hazine imiş tekrar öğrendim
6 notes · View notes
tevhidinur · 3 years ago
Text
Tumblr media
Esselamu Aleykum Ve Rahmetullahi Ve Berekatuhu Ve Magfiratuhu Ebeden Ve Daimen ﷽
Rabbimizin rızasını ve hoşnudluğunu kazanıp hayırlı Ameller işlemeye muvaffak olacağımız bir gün bir ömür olsun İnşaAllah
Hayırlı nurlu bereketli mutlu huzurlu bol ibadet dolu sabahlar diliyorum.Cumamız Bayramımız mübârek olsun Amin🌹
Allah’ım, bugünümüzün başını hayır ve iyilik, ortasını kurtuluş, sonunu ise başarı eyle!
Onu bizim için saadet, şehadet, tevbe, bağışlanma ve iman ile neticelendir
Allah’ım bugünün başlangıcını rahmet, ortasını fani ve günahlı şeylerden uzaklık, sonunu ise lütuf ve ikram eyle.Amin
Nimetlerine denk gelecek bir hamd ile Allah'u te'ala'ya hamdü senalar olsun.
Ben şek ve töhmetlerden beri kılınmış bir şahadetle şahitlik ederim ki Allahu teala'dan başka hiç bir ilah yoktur.yine şahitlik ederim ki
Peygamberimiz, Efendimiz Hazreti Muhammed ﷺ' e o'nun kuludur. rasulüdür, arab'ın ve acemin efendisidir. Allah'u teala ona ve ümmetlerin en üstü olan aline, ashabına, eşlerine ve zürriyetine salat ve selam eylesin.Amin
BİSMİLLÂHİRRÂHMÂNİRRÂHİM
ALLAH ım! Büyük hakkın için, kerim zatının nuru hürmetine, Arş-ı azîmin hakkı için, Kürsi'nin taşıdığı şeyler hürmetine, Levh-i Mahfuz'unun sırrı hakkı için, İlm-i Gayb'da kendine seçtiğin isimlerinin hürmeti için; suların coştuğu, güneş, ay ve dünyanın döndüğü Aşk isminin hürmetine,
Kur'an-ı Azîm'de bildirdiğin Esma-ül Hüsna'nın hürmeti hakkı için, yarattıklarından hiçbir kimseye öğretmediğin, katında çok gizli olan isimlerinin hürmetine isterim
ALLAH ım! Âdem Safiyullah, İbrahim Halilullah ve Eyyüb Aleyhisselam'ın Sana dua ettiği isimlerin hakkı için, Musa Aleyhisselam, İsa Aleyhisselam, Nuh Aleyhisselam ve Davud Aleyhisselam'ın dualarının ve içindeki isimlerinin hürmetine, en temiz seçtiğin, en doğru kıldığın bütün peygamberlerinin sana ettikleri dualarda kullandıkları mübarek isimlerin hürmetine, isterim.
ALLAH ım! Senden zeytin yaprağı üzerinde yazılı olan mektuplardaki İsm-i Âzâmın hürmetine isterim! ALLAH ım!
Onunla sana dua olunduğu zaman mutlaka kabul ettiğin, azametliden de azametli İsmin hakkı için isterim.
ALLAH ım! Senden gizli-saklı, mübarek, tayyib, tâhir, mutahhar ve mukaddes İsmin hürmetine isterim.
YÂ RABBİ Habibin sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed ﷺ şefaatinin üzerimize olmasını, onun hakkı için isterim ve, Senden ister ve Sana dua ederim ki:Bizleri Senin ve Habibin'in sevdiklerinden eyle Bizleri yakîn kıl, arif eyle.
ALLAH ım! İmanımızı arttır, güzelliğimizi ve ilmimizi arttır. Sana ezelde verdiğimiz ahd ü vaadimiz üzere bizleri sabit kıl. Ne aldananlardan, ne de aldatanlardan eyleme.
Son nefesimizde, canlarımızı müslüman olduğumuz halde al ve bizleri salih olan atalarımıza ilhak et.
Şuur-u MUHAMMEDiyye'yi,
Şefaat-ı MUHAMMEDiyye'yi ve
Füyuzat-ı MUHAMMEDiyye'yi üzerimizden eksik etme
Ya İlâhel Âlemin, Bütün isimlerinle Seni anıyor ve
" Birbirinizin birbirinize sevgisi, işte O'nun nûrudur " Diyenin muhabbetiyle Sana ilticaediyoruz.
Ay ile dünyayı, yerle göğü, ruhla bedeni birarada tutan Sensin,bizi de sevdiklerimizle birarada tut.
Sen Vedûd'sun, gerçeğin ve sevgininkaynağısın, bizi sevdiklerinden biri oluncaya kadar yaşat ve öyle bir haldecanımızı al, ki ölümün adı Aşk olsun, ölümün tadı kavuşma olsun.
Tevhidin içimizden, İsimlerin dilimizden eksik olmasın.
Sen ancak Kendi bildiğin ve söylediğin gibi Yücesin, herşeyden ötesin, herşeyin sahibisin,bizim Seni övmeye gücümüz yetmese de dualarımızla Sana sığındık, kapından hiç çevirmezsin
Yâ Rabbî..Ey ağlayanların sevgilisi
Ey tevekkül edenlerin,kendisine güvenenlerin dayanağı,
Ey dalalete düşenlere,yoldan sapanlara yol gösteren,hidayet eden
Ey iman edenlerin sahibi,mevlası,yardımcısı
Ey kendisini zikredenlere ünsiyet ve huzur veren
Ey gücü en üstün olan,sonsuz kutret sahibi,
Ey görmesi en üstün olan,hiçbir şey gözünden kaçmayan,
Ey bütün alimlerden en iyi bilen,sonsuz ilim sahibi olan
Ey imdat bekleyenlerin,mazlum olanların sığınağı
Ey yardımı bütün yardımlardan nihayet derecede üstün olan
SEN ,ACZ VE NOKSAN SIFATLARDAN MÜNEHZEHSİN,EMAN VER BİZE EMAN İSTİYORUZ
BİZLERİ CEHENNEM ATEŞİNDEN KURTAR
BİZLERİ FİRDEVS CENNETİNE VARİS EYLE
İKİ CİHANDA YÜZÜMÜZÜ GÜLDÜR AMİN
Elhamdülillâhî Rabb-ül Âlemîn
Essalâtü vesselâmü alâ Resûlinâ MUHAMMEDİN
ve alâ âlihî ve sahbihî ecmâin
Amin Amin Amin 🌹
9 notes · View notes
numanefendioglu · 4 years ago
Text
Elazığ Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi’nde tedavi gören ve 1965 yılında vefat eden bir delinin Allah'a yazdığı mektup;
“Ben dünya kürresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden, El-Aziz (Elazığ ) Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden;  İsmi önemsiz, cismi değersiz, Çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, Ahir deminde misafiri Azrail’i beklerken, Başhekimlik üzerinden Hâkimler Hakimi'nin Dergahı Uluhiyetine son arzuhalimdir..!
Ben gam (dertlilik) deryasında, Fakirlik vatanında, Horluk ve rezillik kaftanında Padişah yapılmışım..!
Meyvalardan dağdağana, Çalgılardan ney-kemana kapılmışım… Benim yatağım akasya dikeninden, Yorganım kirpi derisinden farksızdır. Kalbim Ayizman’ın (Hitlerin işkenceci Nazi Komutanı) fırını, Ve sahranın çöl fırtınasıdır..!
Ruhum aşık-ı Hüda Mahbub peresttir, Lakin aklım kaderin cilvesi ve talihin sillesiyle gurestir (gelgittir)..!
Bana gelen derdü gamın kilosu beleştir. Nerde bir güzel varsa bana karşı Keleştir (yüz vermez, cesaretlidir), Bütün yiğitlerde bana hep ters ve terestir.
Aylar geçti, Tek temizliğim, Gözyaşıyla ve kara toprakla aldığım Teyemmüm abdesttir..! Yani, içtiğimiz kezzap suyu, Mezemiz ise ateştir..!
Ol Resuli zişan ve Sultanı dücihan: “Cenabı Allah’ın insanları dünya, Dünyayı ise insanlar için yarattığını; Ruhları vücut için, Vücutları ise ruhlar için yarattığını; Erkekleri kadınlar; Kadınları erkekler için yarattığını; Cenneti mü’min kullar, Mü’min kulları da cennet için yarattığını; Cehennemi inkârcılar ve münafıklar, İnkârcıları ve münafıkları da Cehennem için yarattığını” Hadisleriyle haber vermiştir..!
Peki acaba benim gibi meczup divaneleri Ne maksatla halk etmiştir..? Bilen babayiğit, Meydana çıkıp s��ylesin..!
Allah sana iman verdi sen tuğyan edersin; O in’am etti sen küfran (nankörlük) edersin; O ikram etti sen inkar edersin; O ihsan etti sen isyan edersin; Bir de kalkıp bana deli divane diye Bühtan edersin..!
Bu söylediklerimin hepsi Ruhumun içinde cenk etmektedir..! Eğer dilekçemin cevabı gelirse Bu manevralar sona erecektir.
Şimdi adresimi arz ediyorum: Kur’an’ı geldiği yere, Yine Kur’an’ı getiren geri taşısın. Madem ki ahkamı ve ahlakı kalmadı, Kur’an’ın kağıdı ve yazısı neye yarasın..! Taki Hz. Muhammed Mehdi (A.S) gelince Yeniden okunup yaşansın..!
Ey zerrelerden kürrelere, Yerlerden göklere Bütün alemlerin Rabbi..!
Ey cemadi, nebati, hayvani, İnsani, ruhani ve nurani Her şeyin ve herkesin yegane sahibi..!
Ey iman ve şuur ehli kalplerin En yüce habibi..!
Ey dertli bedenlerin kederli gönüllerin, ve yaralı yüreklerin tabibi..!
Ben biçare kulun ki; Garipler garibi, Hüzünlerin esiri, Zulümlerin muzdaribi, Öksüz, yetim ve Sahipsiz bir tımarhane delisi..!
Ama kutsi muhabbet ve Hasretinin divanesi!…
Herkesi ve her şeyimi elimden aldın, Ama sana sığındım, Aşkına sarıldım, Yegane Sen kaldın!. Yurdumdan yuvamdan, Evimden barkımdan ayırdın, Gurbete ve hasrete saldın, Ama onları ararken Sana ulaştım, Sevdana daldım..! Böylece fani ve hayali Görüntülerden kurtarıp Hakiki tecelline mazhar kıldın..!
Yüceler yücesi Rabbim, Efendim..!
Hakk’tan saparak ve haddimi aşarak, Haşa senden, Burak bineği, Cebrail seyisi, Sidretül Münteha menzili, Cümle mahlûkatın en şereflisi, Rahmanın en mükemmel Tecelli ve temsilcisi..! Kainatın fahri ebedisi, Ahir zaman Nebisi ve Mehdisi, Levhi Mahfuzun (Kader projesinin) Tercümanı ve tebliğcisi, Efendiler efendisi Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’in Mahbubiyetini mi istedim..!
Hanif Dinin üstadı ve nice Nebilerin atası Hz. İbrahim’in haliliyetini, Hz. Süleyman’ın saltanat ve servetini Hz. Musa’nın Celadet ve cesaretini, Hz. İsa’nın ruhaniyetini mi istedim..?
Hz. Ebu Bekir Sıddık’ın Yüksek fazilet ve kurbiyyetini, Hz. Ömerül Faruk’un Dirayet ve teslimiyetini, Hz. Osman’ı Zinnureynin asalet ve sehavetini, Hz. Aliyyül Murtaza’nın İlim ve velayetini mi istedim..?
Senden mülkü hâkimiyet, Şanü şöhret, malü servet mi talep ettim..? Senden vücuduma sıhhat ve afiyet, Aklıma ziya ve selamet, Hayatıma huzur ve istikamet dilendimse, Bunlar için de bin kere tevbe ettim..!
Çünkü Şeriatın iptal, Tarikatın ihmal, Hakikatın ihlal ve mü’minlerin iğfal edildiği Bir zillet ve rezalet döneminde, Bana akıl ve mükellefiyet verseydin, Bu sadece benim mesuliyet ve Mahzuniyetimi ziyadeleştirecekti..!
Sultanım Efendim: Ben Senden sadece seni istedim; Pahası elbet böyle yüksektir ve Tüm sevdiklerimi ve sahiplendiklerimi Uğruna feda etmektir..!
Rabbim, Elbet vardır hikmeti ki, Bu kuluna Böyle zillet ve zahmet çektirirsin..! Ben haşa itiraz değil, Naz ederim ama, Umarım Sen niyaz kabul edersin..!
Aile efradımı, Aklı izanımı alıp beni hicrana saldın..!
Ama yine de şükür; Ya akıllı kalıp Ama hain ve hilekâr olaydım..!
Ya varlıklı kalıp ama Zalim ve sahtekâr olaydım…
Ya âlim ve saygın kalıp ama Gafil ve riyakâr olaydım…
Ya arkalı etraflı kalıp ama Azgın ve zulümkar olaydım…
Ya sağlıklı sefalı kalıp ama, Sapıtmış, Ahlaksız ve vicdansız olaydım!..
Derdü bela ki, Sabredenlerin vesile-i miracıdır. Müminler kalbimin tacı, Mücrimler rahmetin muhtacı, Münkirler hikmetin icabı, Sadık ve aşık ehli cehd adaletin ilacıdır..! Velakin bu münafık Hain ve zalimler ise çıban başıdır, Akrep gibi sancıdır; Şerefli insana, Helali dışında bütün kadınlar Kızlar ana-bacıdır..!
Ey Rabbim, Efendim..!
Malum-u aliniz ve zaten yüce takdirinizdir ki; Ne özenli-bezekli elbiselerle Gezdiğim bayramlarım oldu..! Ne onurlu ve huzurlu Seyahatlerim ve seyranlarım oldu..! Ne etrafımda hizmet ve rağbet gösteren Dostlarım ve hayranlarım oldu..!
Lezzet ne imiş, izzet ne imiş ve fazilet ne imiş tatmadım; Ama şikâyet şekavettir; Bütün bu fani ve fena nimetlerin Asıl sahibi olan Padişahlar Padişahını buldum..!
Beni yoktan var ettin, İman ve hidayet buyurup Varlığından haberdar ettin, Ama aklımı alıp kulunu bi-karar ettin, Sana sonsuz şükürler olsun..!
Şimdi son dileğim beni yanına al ve Bir daha huzurundan ve Sonsuz nurundan ayırma, Ne olursun..!
Umarım Bu dilekçeyi yazdım diye Bana darılmazsın; Çünkü ; Zaten Zatından gayrıya Yalvarıp yakarmanın ŞİRK olduğunu buyurdun..!
12 notes · View notes
kur-an-ve-risalei-nur · 4 years ago
Text
Tumblr media
⭐⭐⭐⭐⭐
Nasıl da nankörüz elimizdekilere.
Aklımız kalbimiz hep ulaşamadıklarımızda bu zamanın vebası da bu sanırım.
Şükür eksikliği,
memnuniyetsizlik,
nankörlük...
Gelin şu memnuniyetsizlik lerimizi,
şikayetlerimizi ardımızda bırakalım,
bugün iç alemimize bir yolculuğa çıkalım.
Hakiki ömrümüzün bugün olduğunun idrakine varalım.
Sevdiklerimiz yanımızda,
sıcak evimizde isek karnımızı doyuracak bir kap yemek var ise bir de o gün Allah'ın huzuruna çıkmak nasip olmuşsa -oluyorsa en huzurlu biziz o zaman.
Bunu anlayalım.
Kimsenin hayatı ile kendimizi kıyaslamayalım.
Kaderimiz bize özel.
Huzura talip olalım, bu dünyadaki Mutluluk fanidir,
ebedi saadetin peşinde koşalım.
Ve ne olur elimizdeki,
yüreğimizde ki nimetlerin hayatımızda iken idrakine varalım.
Nefes alıyoruz,
gökyüzüne bakabiliyoruz,
dua edebiliyoruz
bugün de sonsuz Hamdu senalar olsun Rabbimize.
Gecenin karanlık Yıldızlarına ulaşmak isterken, kendi güneşimizin aydınlığını unutmayalım.
Allah sol yanımıza güneşten daha aydınlık bir iman nuru vermiş.
O nurun berraklığında, hayatımızdaki
nimetlerin şükründe olalım.
Şükür nimeti ziyadeleştirir.
Şikayet bereketsizleştirir.
Ziyadeleşen şükürlerimiz nice güzelliklere vesile olsun.
Şükürle kalın güzel insanlar.
Kainatın zerreleri adedince Şükürler olsun Rabbimize.
Şükredilmeye en layık olan Rabbi Rahime emanetsiniz.🌺
____________°🌺💞🌸°______________
🎀
15 notes · View notes